23 Mayıs 2011 Pazartesi

Işıklar Dünya Offshore 225

 

Samsun'da düzenlenen offshore yarışları bizlere keyifli iki gün yaşattı. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri çerçevesinde İstanbul Offshore Kulübü tarafından organize edilen yarışta Galatasaray teknesi ile yarışan Berna Muhlbauer ve Joseph Muhlbauer birinci oldu. Çok çekişmeli ve heyecanlı geçen yarışmada Atamızın Samsun'a ayak bastığı yer olan ve tarihi adıyla Tütün (Reji) iskelesi olarakta bilinen iskeleden yarışı izleyen binlerce kişide bu heyecana ortak oldu.


 

16 Mayıs 2011 Pazartesi

DOĞUM GÜNÜ PASTASI

  Fazla vaktimin olmadığı ama illaki de ortaya bir şey çıkarmam gereken olağan durumlardan birini yaşıyordum. Bir kaç gün arayla doğum günlerini kutladığımız babam ve kardeşim için pasta yapmak istedim. Yemek pişirmeyi sevdiğim halde niyetim bunun bir yemek bloğuna dönüşmesi değil. Zaten bu işi hakkıyla yapan epey yemek bloğu var.


Ferah tadıyla herkesin içini açacak limonlu bir pasta denemeye karar verdim. Bu tarif aslında bir kaç tarifin gözüme kestirdiğim yanlarından derlediğim ve uyguladığım bir tarif oldu. Tadına gelince, herkesin iki dilim yemesi kibarlıktan olmasa gerek. Süslemesi biraz vakit alsada minik bayrak direklerinde adını okuyan doğum günü çocuklarının tebessümünü görmek zahmetinize deyecektir. Ben bu süsleme işlerini fazla vaktim olmadığı için sade bırakmayı tercih ettim ama sizler bunun üzerinde çok daha ilginç fikirler ortaya çıkarabilirsiniz. Gelelim nasıl yapıldığına:
malzemeler:


Keki için:

3 yumurta (oda sıcaklığında)
1 su bardağı şeker
1/2 "     "      sıvı yağ
1 limonun suyu ve kabuğunun rendesi
2 1/2 su brd (silme) un
vanilya
1/2 kabartma tozu

Kreması için:

2 su bard süt
2 yumurta sarısı
1 çay brd. toz şeker
2 çorba kaş. un
2 limon
1 poşet toz şanti
1 1/2 su brd süt


Yapılışı:

Öncelikle yumurta, şeker ve vanilyayı bir kasede köpük gibi olana kadar çırpın (yaklaşık üç dakika).

Çırpmaya devam ederken öncelikle bir limonun suyunu sonra yarım bardak sıvı yağı ilave edip biraz daha çırpın.
Mikseri kaldırıp tahta bir kaşık yardımıyla unu, kabartma tozunu ve rendelenmiş limon kabuğunu ilave ederek hamuru iyice karıştırın.


Yağlanmış ve bir parça unlanmış kek kalıbına hamuru döküp önceden ısıtılmış 170 derece fırında 40-45 dakika pişirin. Kek pişince biraz soğumaya bırakın ve bu sırada limonlu pasta kremasını hazırlayın. Bunu için bir bardak sütü tencereye alıp üzerine toz şekeri ekleyerek çırpın. Ayrıca bir bardak sütü, un ve yumurta sarısı ile başka bir kapta iyice çırparak tenceredeki süte ilave edip pişirin. Pişme işlemi tamamlanınca bir tatlı kaşığı kadar limon rendesini kremaya katıp iyice karıştırın. Kremayı, ortadan ikiye böldüğümüz kekin arasına koyarak üzerini diğer parçayla kapatın. Eğer kapta biraz kremanız kalmışsa kalanını kekin üzerine sürün. Son olarak krem şantinizi iyice köpürtüp pastanızın üzerine sürün ve ince kestiğiniz limon dilimleriyle süsleyin.

 Bayrak direkleri için iki adet çöp şiş ve iki parça minik kurdela yeterli olacaktır. Yapıştırma işlemi sizi uğraştıracaksa bayraklarınız için zımba telide  kullanabilirsiniz. Renkli kağıt parçaları yada başka süsleme gereçleriyle de istediğiniz görüntüyü yakalayabilirsiniz. Afiyet olsun!

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Oyuncak Bebekler

Merhabalar,

İlk oyuncak bebeğinizin nasıl olduğunu hatırlıyor musunuz? Benimki sanırım pazardan alınmış büyük ve plastik bir bebekti. Bir zaman sonra tıpkı diğer oyuncak bebekler gibi oda kolundan bacağından koparılmış bir köşeya savrulmuştu. Biraz daha büyüdüğümde bezden bebek yapma girişimlerimi hatırlıyorum. Ama favorim taze mısırdan saçlı bebekler yapmaktı. Bir şeyler üretme kabiliyetim kendini o zamanlarda göstermiş olacak ki çocukluk günlerim, bebekle oynamaktan çok farklı malzemelerden bebekler yapmak ve onlara kıyafetler tasarlamakla geçti.

O zamanlardan kalan bir oyuncağım ya da bebeğim yok. Bende dahil birileri hatıra olsun diye bir kaç tanesini saklama ihtiyacı duymamışız. Ancak tanıdığım bir çok insan bunu yapıyor. Hatta bebek koleksiyonerlerine bile rastlamak mümkün. Aklımı kurcalayan bu düşüncelerle bebekle oynama yaşımı çoktan geçmiş olmama rağmen kendime iki tane bebek aldım. Onlara çocukluğumdaki o hevesle yeniden kıyafetler tasarlamaya başladım. Hatta birisi için ahşap ham malzemeden el oyması yatak odası takımı bile yaptırdım. (Henüz bitmedi çünkü boya işlerini kendim yapıyorum) Sanırım yetişkinliğin en güzel tarafı hayalleri gerçekleştirme imkanlarına dahada fazla sahip olabilmekte yatıyor.

Satın aldığım ilk bebek bir Blythe bebekti. Onca bebekten onu neden seçtiğimi düşününce galiba bu bakışların ifadesini hiç bir bebekte bulamayacağımı biliyordum. Bilmeyenler için minik bir bilgi notu ekliyorum. Blythe bebekler benim doğduğum yıl yani 1972 yılında Kenner tarafından üretilmişler. Ancak çok tutulmadıkları ve beğenilmedikleri için bir yıl kadar sonra üretimden kaldırılmışlar. Yeniden popüler olmaları ise 90 lı yıllara denk gelmekte. Günümüzde ciddi anlamda koleksiyonerleri var ve ilk üretim tarihli olanlara binlerce dolar veren tutkunları mevcut. Ne yalan söyliyeyim bende onlara bayılıyorum. Çok pahalı olmasalar bir kaç tane daha almayı düşünüyorum. Diğer ikinci bebeğim birinciden çok çok daha farklı yani havalı bir bebek. Fashion Royalty bebekler tıpkı bir mankene benziyorlar. En önemli özellikleri tüm eklem yerlerinin oynaması. Bebeği istediğiniz gibi hareket ettirebiliyorsunuz. Bebeğin makyajı özel olarak elde yapılmış. Hatta yapan kişinin imzası ve yapım tarihi üzerine kaydedilmişti. Yetişkinler için düşündüğüm tüm kıyafet, aksesuar ve tasarımlarımı üzerinde modelleyebiliyorum. Onlarla oynamanın büyüsü çocuklukta kalan bir şey değil galiba. Benim gibi hala oyuncak bebekleriyle meşgul olan bir çok kişi olduğuna inanıyorum. Hatta belkide bu heveslerini eleştrilme kaygısıyla içlerinde gizlice taşıyanlar bile vardır. Eğer hala oyuncak bir bebek almak ve onunla ilgilenmek istiyorsanız hiç durmayın. Kendinize en güzelini satın alın. Eleştrilerede kulaklarınızı tıkayın. Eğer oyuncak bebeklerinizin fotoğraflarını paylaşmak isterseniz seve seve kabul ederiz. Hoşçakalın...




Yeni Bir Marka Hilyen

Merhaba,

Uzun zamandır zihnimizde yer alan bir düşünceyi hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Kardeşim ve Ben, bebek ve çocuklar için özel kıyafetler tasarlayıp üretmeye başladık. Etrafımızdan gelen olumlu tepkiler bizleri yüreklendirdi ve doğru yolda olduğumuzu bir kez daha anlamamızı sağladı.

Bizler en az yetişkinler kadar çocuklarında şıklıklarıyla gündemde olmalarını, çocuksu güzelliklerini daha da fazla vurgulamaları istiyoruz. Yüksek el dikişinin kullanıldığı, titiz ve özgün tasarımlarla kişiye özel ayrıcalıklar sunmak için Hilyen markasını tıpkı bir çocuk gibi özenle büyütmeye çalışıyoruz. Bu nedenle tasarımlarımızı zevkle ve keyifle kullanan, bu ayrıcalıklı mutluluğa bizleri de ortak eden çok sevgili müşterilerimize de buradan ayrıca teşekkür ediyoruz. Şimdi bizleri http://www.hilyen.com/ adresinden takip edebilir, sabırsızlıkla beklediğiniz özel gün ve anlar için danışmanlığımızdan ve hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz.

Çocuk kahkahası kadar neşeli günler dilerim...